14 Eylül 2010 Salı

İstanbul İstanbul

Bugün İstanbul'daki 4. günümüz. Okadar yoruyor ki beni bu şehir artık, alışmışım tek düzeliğe.Trafik berbat ötesi.Zeytinburnundan Bakırköye gitmek yarım saat alırmı yahuuu??? Yolda geçiyor zaman.Herzaman derdim yine diyebiliyorum Türkiye ye döndüğümde İstanbul'da yaşamak istemem ya da ucra köşelerinde yaşayabilirim. Evimi özledim, yatağımı özledim.İnsan kendi düzenine alışıyor hele ki benim gibi benimseyen bir tipse ...Her geldiğimde gezi listemle geliyorum henüz listemdekileri yerlere gidip göremedim bakalım bu sefer ne olucak.Dört gözle tatilimizi bekliyorum. hadi çabul gel cuma,ben çoktan hazırım.

Hotel paradise- Tunus

Oteli internetten bulduk diğer kisilerin yorumlarına istinaden sevmiştik bu oteli sitenin ismi booking.com idi. Giitigimiz otel 4yildizli olmasına rağmen % 81 lik beğeni almış amaaa bence kötü idi. Arkidisim Tugba yazısında iyi diye bahsetmiş ancak aynı fikirde değilim. Tunus'a gidicek olan ve kaliteyi sevenler için 5 Yıldız aşağıya düşmeyin. Yemekler kötü daha doğrusu pişmiyor, havuz göt kadar,havuz pis, hotelin sitesindeki o büyük havuza sakın aldanmayın,servis bazen iyi bazen kötü, su istiyoruz orada kalk al gibisinden tavırlar, garsonlar çok yavşak davranışlar içinde, daha bir çok sey sayabilirim aslında ama gittiiğimide çok sevindim o ayrı ama yinede Hote Paradise- Tunus güzel bir yer degildi. Ancak Tunus güzel ve sakın bir yer. Gidip görülmesi gereken bir yer. Daha fazla bilgiyi daha sonra ayrıntılı vereceğim.

12 Eylül 2010 Pazar

Tunus gezisi part-1

   Tunustaki ilk durağımız carthageydı.İnanılmaz güzel evlere sahip bir yer. Burada bulunan antik tiyatro, katedral gezmek istesekte geç kaldığımızdan giremedik ancak katedral da böyle bir problem yoktu. Güzel tarihi eserler vardı ancak şunu anladımki biz elimizdeki mevcut bulunanlara biraz özen gösterip değerlenirebilsek inanıyorum ki buralardan bir farkı kalmaz. Tamam güzeldi ancak bu kadar ilgi görmesini gerektirecek bir mimari yapıya sahip değildi.Gelsinler birde Mimar Sinan'ın eserlerine baksınlar.Biz hep başkalarınınkilerle övünürüz.Elimizdekilerin değerini bilmeyiz. İşte size oralardan gördüklerim.


5 Eylül 2010 Pazar

Şantiyede gece sefası


Koykaç tesislerimizde yapılan müsabakalar artık daha da   güzelleşti.Yeni formalarla daltonlar ve arı maya takımına başarılar dilerim :)))))) İftar dan sonra buraya gelip üzerimizdeki yemekten kalma rehaveti atmak okadar iyi geliyor ki, hele hafif ılık bir esintiyle eşliğinde çekirgelerin şarkılarıyla birlikte deymeyin keyfime.



Geri sayım başladı 3.........

  Ben küçüklüğümden beri her daim Türkiye de yaşamak istemedim. Hep dışarıda olmak istedim.Aslında çok iyi bir fırsat yakalamıştım ki - Almanya da üniversite okuyacaktım- ama annem '' sen gidersen bir daha gelmezsin'' dedi ve beni göndermedi. Ama hiç bırakmadım hayallerimin peşini. Sıcak, denize kıyısı olan tropikal bir yer hayal ettim ammaaaaaa tam olarak koordinatları belirlemedim ve cezayire geldim :) Tamam sıcak , denize de kıyısı var malesef yararlanma imkanı yok. Gitmeden görmek istediğim yerler var.Brezilya, Küba, Tayland,Kafkaslar, Amerika, Kızıl deniz..... ve ilkini gerçekleştiriyoruz. Listemde olmasa da yeni bir yer göreceğim için kalbim bir kelebek gibi pırrr pırrr.Çok merak ediyorum nasıl geçicek, Tunus'a arkadaşlarımız Tekeli ailesiyle - namı değer tubişimle-gidicez.İki insan ancak bu kadar benzeyebilir birbirine.Aynı şeyleri sevebilir aynı şeylere küsebilir.Bazen düşünüyorum da sen olmasaydın burda baya canım sıkılırdı be tuğbacığım.Neyse şimdi duygusallaşmayayım, benim ruh kardeşim tuğbayla alt üst ediceğiz tunusu.Siper alın biz geliyoruzzzzzz.......