16 Nisan 2011 Cumartesi

Cezayirde yolculuk macerası-2 (dönüş)

Dönüş en zoru ve en zahmetlisidir benim için. Herşeyi tekrar bırakıp gitmek.Kalmak istesede bir yanım, diğer yanım çoktan tutuşmuştur evine dönmek için.Ben düzenhastayım.Kendi yatağımı, kendi kaşığımı, halımı, tuvaletimi, herşeyimi özlerim. Tabi bir de Türkiye'de kurulu bir evimizin olmaması ve sürekli göçebe durumu beni tatilde huzursuz eden bir durum. Bir gün orada bir gün başka yerde yatmak. Sürekli farklı yerde kalmak. O sebeple her tatil bitişinde eve gidip şöyle koltuğuma bir uzanayım, yatağımda keyf-i alem yapayım diye düşünürüm ki yine bu seferde aynı oldu.

Dönüşte karşılaşabilinicek durumlar hakkında bilgi vermek amacıyla yazıyorum bu posttu.Türkiye-Cezayir yolcuğunda bagajlar için kilo sınırlaması var. Ekonomik uçuşlar için 30 kilocuk ve yanında 8 kilo el bagajın, bussines classlar içinse 40 kilo. O 10 kilo o kadar değerli ki anlatamam.30-40 kilo nedir yahuu.Ben her türlü gıdayı Türkiye'den getiriyorum. Nasıl olucak!  Giyemeyeceğimi bildiğim halde o yanıma aldıklarım kıyafetlerim,takılarım dönerken yeni cicişler ve gıda mlz birleşince inanılmaz oluyor. Ben hiç gelemedim şu memlekete az yükle. Bide şunu söylemeden geçemeyeceğim fazla bir kilo için sadece 7 eurocuk bayılmak gerekli. Ben hep fazla yük görütüp hemde para vermek istemiyorum :) Nasıl olur derseniz vallahi ayıptır söylemesi eşşek gibi taşıyorum. Göya el bagajı. Benim el bagajı sıfatıyla aldıklarım en az kargo için verdiklerimde aynı kilodadır. Bir seferinde tek başıma tamı tamına 90 kiloyla geldim bir kuruş ödemeden. Bunu Thy biri okumaz inşallah :)

Şimdi gelelim dönüş yoluna. Eğer yolcuysanız buralara havalimanına erken gitmenizi tavsiye ederim. Check-in yaptırmaya geldiğinizde şaşırmayın kalabalık için evet hepsi cezayir yolcusu. Bavul ticareti yüzünden inanılmaz kalabalık ve sıra olur.Yanınıza gelen olur size size bavul vermeye çalışanlar olur. Sakın almayın derim ben.Tabi bunlar sıra kavramını halen kavrayamadıkları için siz sıradayken bunlar sizi arkadan ittirirler sürekli. Annemler beni yolcu etmeye geldiklerinde arkamızadaki bavul ticareti yapan adamlar önümüzdekiler ilerlemeseler de bizi arkadan ittiriyorlar. Bir değil iki değil, hadi ben alıştım da kardeşim heyyyttt yeter be bune böyle ittiriyorsun diye başladı söylenmeye. Tabi cezayirli milletini ne bilsin. Karşısındakilerde başladı söylenmeye.Ama benim kardeşim susmadı karşısındakiler anlamasa da saydı da saydı Türkçe :)Huuuu siz kimin çöplüğünde ötüyorsunuz beee. Burası bizim memleketimiz yollarız vallahi saçlarınızı demeden görevli geldi bunları nasıl azarlıyor anlatamam. Bu kadar basit bir şey için görevlinin tavrı ve söyledikleri çok fazla olsada ''ohhh''dedim. İçimin yağları eridi azıcık ya azıcık insan gibi davranmayı öğrenin tamam bu sizin doğanıza aykırı emme ortama ayak uydur  ya da numara yap en azından. Görevliler bunlara pislik gibi davranıyor. Sadece bunlara değil sorunlu olan tümüne. Bıktırmışlar insanları canlarından normaldir diyiyorum. Başka hiç bir check-in noktasında göremezsiniz insanları sıraya sokmak için bulunan görevlileri.

Sıra geldikten sonra yükümüz fazlaysa biraz ayak yaparız. Ama baktık olmuyor ben yanıma alırım :) ama tek değilsem eşim yanımdaysa paşa paşa öderiz. :( Eğer oturumunuz yoksa pul almak zorundasınız. Pasaport işlemlerinden sonra bekleme salonu kalabalık, uçak alıma başladığı anda yine o kaos.İtişmeler, insan konservesi olma istekleri, insanların enselerinde nefesi hissettirecek kadar yakınlık. Tek gidişlerimde hep dua ederdim yanıma düşmez inşallah cezayirli diye. Herkesin eli kolu dolu olduğundan erken davranmak lazımki el bagajlarını koymak için yer olsun. Bazen inanılmaz ama yer olmuyor.

İndikten sonra havalimanına eskiden sıraya girmek için demir parmaklıklar yoktu şimdi allahtan var allahım nasıl bir görüntü anlatmam. Gümrükten geçmeden önce giriş kartını doldurma zorunluluğu var. Akıl edip önceden doldurursanız sıra kapmak için bir iki fazladan dknız olabilir.Yanyana 2 kişilik 3 adet gişe var. Eski versiyonda; sıra ilk önce  yanyana iki kişiliktir. Ama bunlardaki zihniyetle iki kişilik sıra olur sana 5 kişilik. Yine konserve durumları. Bide arkadan gelip önüne geçerler ya allahım diyorum sen bana sabır ver. Ulan biz eşşekmiyiz.!! Biz başka bir şey beklemiyoruz herhalde. Kimsede ses çıkartmaz. Beklerler mal mal. Ama şimdi modernliğin simgesi demir parmaklıklar sayesinde eski günlerden eser yok. Ben gişe sırasında girmek için demir parmaklıklar arasında ''S '' çizerken akıllı millet ya, hemen kaz yürüşü ile demirlerin altlarında geçerler. Sen gidene kadar gişenin önüne senden önce 10 kişi gelmiştir. Ve bekleme süreci. Eğer adamını tanıyorsan ve kişi başına 10.000 da veriyorsan bunların hiç birini yaşamadan uçaktan indiğin gibi pasaport işlemlerini bile yaptırmadan hoppp geçersin. Yoksa o sıranın gelmesi için bekle dur.

Sırayı geçtik ama daha valizler var. Valizlerin gelmesi 30 dk bulur genellikle.Şansımız yaver giderde erken gelirse ki daha başıma gelmedi erken çıkarbiliriz. Ama çıkarken hep elimde pasaportum olur. Çünkü Türk olduğumuz görünce sorgu sualsiz çıkabiliriz dışarıya.

Uçak yolculuklarından sonra kendimi o kadar pis yorgun hissediyorum ki anlatamam. Hep içim yanıyor, şişiyorum, bir sersem oluyorum.

Sevgilerle.